Rezan Epözdemir'den karaborsa iddiaları sonrası flaş sözler: Adı geçen yöneticilerin fiili yetkileri askıya alınmalı

Galatasaray'da Burak Elmas'ın başkanlığı döneminde başkan yardımcılığı görevini üstlenen hukukçu Rezan Epözdemir, sarı-kırmızılıların karaborsa iddialarıyla sarsılığı olay hakkında flaş değerlendirmelerde bulundu.

Galatasaray'da bir dönem başkan yardımcılığı yapan hukukçu Rezan Epözdemir, sarı-kırmızılı camiayı karıştıran karaborsa bilet iddiaları sonrası Hürriyet'e flaş değerlendirmelerde bulundu.

Denetim ya da Divan Kurulu'nun yapacağı incelemelerden sonuç çıkmayacağını belirten Epözdemir, savcılığın soruşturma yapması gerektiğini ifade etti.

"BAŞSAVCILIĞA SUÇ DUYURUSU YAPILMALI"

SORU: Önceki 2 sezon biletler satışa çıkar çıkmaz tükenirken Young Boys ve sonraki maçlarda bilet satışlarının 2-3 gün açık kaldığı görüldü. Bu durum iddiaları güçlendiriyor mu?

YANIT: Bu durum bilet ve karaborsa yolsuzluğu iddialarını net bir şekilde ortaya çıkarmaz. Bu yöntemler tam tersi sürecin üstünün örtülmesine sebebiyet verebilir. Doğru olan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılacak suç duyurusudur. Sonrasında savcılığın bu konudaki etkili soruşturmasıdır. Bağımsız denetim kuruluşu kaydi denetimini yapar. Kulübün sunmuş olduğu bilgi ve belgeleri kayıtlar üzerinden inceler ve denetler.

"DENETİM KURULU ŞEKLİ İNCELEME YAPAR"

SORU: Galatasaray Denetim Kurulu bu konuda ne yapabilir?

YANIT: İddialarda geçenlerin hesaplarına bakamaz. Bu bir suç geliri mi, değil mi şeklinde MASAK gibi bir denetim yapamaz. Telefon dinleme, izleme gibi tedbirlere başvuramaz. Passolig’e müzekkere yazıp oradan gelen cevaplar uyarınca konu teknik ve uzmanlık gerektirdiği için bilirkişi raporu alamaz. Bu biletlerin devredildiği kişi ve şirketlerle adı geçen bir kısım yöneticinin, profesyonellerin varsa ilişkisini ortaya koyacak HTS baz ve sinyal kayıtlarını alamaz. Sadece şekli bir denetim yapar. Ve bu da dosyanın üstünün örtülmesine sebebiyet verir. Bu bir çözüm değil.

Galatasaray Denetim Kurulu bu açıklamaya kadar hiçbir denetim yapmamıştı. Ortalık yangın yeriyken de hiçbir aksiyon almamıştı. Denetim Kurulları tüzüğe göre başkanın listesinden seçiliyordu. Dolayısıyla bu kontenjandan seçilen kurulun da yapacağı inceleme objektiflikten ve bilimsellikten uzak olacaktır. Güvenilirliği de sorgulanacaktır. Dolayısıyla bu çözüm değil, çözüm yargıya intikal ettirmek.

"VERGİ DAİRESİ İNCELEME YAPMALI"

SORU: Sayın Eray Yazgan’ın savcılığa bir başvurusu var...

YANIT: Bu suç duyurusunun şekli ve görünürde olmaması ve soruşturmanın gerçekten etkili ve esaslı olabilmesi için bazı adımların atılması gerekir.

SORU: Nasıl bir adım atmalı Galatasaray bu konuda?

YANIT: Suç duyurusunda bulunan tüm Galatasaraylı üyelerin ve Galatasaraylıların varsa elindeki bilgi ve belgelere ilişkin etraflıca inceleme ve tahkikat yapılmalıdır. MASAK dışında vergi dairesine de müzekkere yazarak bu konuda varsa bir hukuka aykırılık konuya ilişkin olarak inceleme yapılması talep edilmelidir. Ceza Muhakemesi 135 ve 140. Maddesine göre varsa şartları ve koşulları ve bundan sonrası için delillerin ortaya konmasına katkı sunacaksa telefon dinleme ve teknik araçlarla izleme gibi koruma tedbirlerine hükmedilmelidir.

"DİVAN KURULU'NUN İNCELEMESİNDEN SONUÇ ÇIKMAZ"

SORU: Galatasaray Divan Kurulu’nda da bu iddialar gündeme gelmişti. Divan Kurulu bir aksiyon alabilir mi?

YANIT: Divan kurulunca oluşturulacak komisyonda yapılacak incelemede de delillerin ortaya konulmasına ilişkin hukuki ve teknik imkânlar söz konusu olmadığından etkili ve esaslı bir sonucun çıkmayacağı açık. Sonuçta başsavcılık ve yargılama makamlarının delil toplarken ulaşabileceği bilgi ve belgelere divanda kurulacak bir komisyonun ulaşması mümkün değil. Dolayısıyla bu komisyonun yapacağı çalışmadan esaslı bir sonuç çıkmayacak. Bu sorunun yegâne çözümü yargılama makamlarıdır. Bu soruşturmanın neticesinde de fiil ve failler tespit edildiğinde duruma göre koruma tedbirlerine hükmetmeli ve bunların emsal mahiyette cezalandırılması için iddianame tanzim etmelidir.

"ŞAHSİ MAL VARLIĞIYLA SORUMLU OLURLAR"

SORU: İddialar gerçek çıkar ve yargı kararıyla bu durumun gerçek olduğu sabit hale gelirse (ki hiç bir kulüp için bunu dilemeyiz) yönetim kurulu üyelerinin hukuki ve cezai sorumluluğu ne olur?

YANIT: Öncelikle genel kurul ile yönetim kurulu arasındaki ilişki vekâlet ilişkisidir. Spor kulübü yöneticileri kendilerine tevdi edilen mal varlığı, hak ve menfaatleri amaç dışı kullanamaz, kendisine veya başkasına menfaat temin edemez. Aksi halde hizmet sebebiyle güveni kötüye kullanma suçu oluşur. Bu suç takibi şikayete bağlı olmayıp, re’sen kovuşturulabilir bir suçtur. Yine bu halde spor kulübü yöneticileri spor yasasının 20. maddesinin 13. fıkrası uyarınca; kulüp, şirket, pay sahibi ve alacaklarına karşı verdikleri zararlardan kendi şahsi mal varlığıyla ve müteselsilen sorumludur. Yani bilet ve karaborsa iddiaları sabit olur ve bu konuda yönetim kurulu üyelerinin iştirakı veya denetim görevinin ihmali olursa, yönetim kurulu üyelerinin hem cezai, hem de kullanılan zararları kendi mal varlığı ile sorumlu olur.

Bu suçların dava zaman aşımı T.C.K m. 66 uyarınca 15 yıldır. Yani bu hukuki süreç, bugün nüfus ve güç kullanmak suretiyle işletilmese dahi, 15 yıl içerisinde dava zaman aşımı içrisinde soruşturma ve yargılama söz konusu olabilir.

"FLORYA'DA ADIM ATILMAMALI"

SORU: Galatasaray Yönetimi ve Başkan Dursun Özbek bu süreci nasıl yönetmeli, ne yapmalı?

YANIT: Adı geçen yöneticilerin ve profesyonellerin hukuki süreç nihayete erene kadar yönetsel ve fiili yetkilerinin askıya alınması lazım. Bu elzem ve aynı zamanda ahlaki ve etik bir sorumluluk. Bu düşüncelerimi sayın başkanla da paylaştım.

Florya Projesiyle de ilgili bu hukuki süreç nihayete erip maddi gerçek ortaya çıkana kadar herhangi bir fiili ve hukuki adım atılmamalı. Bu konudaki kanaatimi de başkanla paylaştım. Bana göre etik açıdan olması gereken budur.

Galatasaray Dursun Özbek