Sarp dağların arasındaki mahallede genç yaşlı herkes voleybolla buluşuyor
This browser does not support the video element.
Erzurum'un Tortum ilçesinde sarp dağların arasında bulunan Pehlivanlı Mahallesi'nin sakinleri, uzun yıllardır düzenledikleri voleybol turnuvalarında buluşuyor.
Kent merkezine 83 kilometre mesafedeki mahallede yaşayanlar, yaz mevsiminde günlük işlerini bitirdikten sonra ikindi namazının ardından mahalle kahvesinin önündeki alanda bir araya gelerek yaşam tarzı olarak gördükleri voleybolu genci ve yaşlısıyla oynuyor.
Yaz döneminin gelmesiyle Türkiye'nin farklı illerinden ve yurt dışından memleketlerine gelen gurbetçilerin de eşlik ettiği voleybol turnuvalarında, genç, yaşlı her yaş grubundan takımlar oluşturuluyor.
Oldukça renkli ve çekişmeli geçen turnuvaları, mahalle sakinleri de sahanın üst kısmındaki kahve önünde bulunan ceviz ağacının gölgesinde çay eşliğinde heyecanla takip ediyor.
Mahallede 50 yılı aşkın süredir oynanan voleybol turnuvaları, yöre halkını birleştirici gücüyle gelenek halinde yaşatılmaya devam edilecek.
"BÜYÜKLERİMİZ ADETA KAHVE KÜLTÜRÜNÜ VOLEYBOLA DÖKMÜŞLER"
Uzun zaman önce mahallede başka oyunların da oynandığını ifade eden Büyüközmen, "Önceleri araştırdığımızda kağıt ya da başka tür oyunlarla insanlar meşgul olmuş. Sonra voleybol düzenleniyor ve büyüklerimiz adeta kahve kültürünü voleybola dökmüşler." dedi.
Büyüközmen, böyle bir mahallenin muhtarı olmaktan gurur duyduğunu belirterek, "Eskiden kaymakamlık kupaları gibi şeylere giderdik ve bayağı madalyamız var. Bu iş Pehlivanlı'da artık bir kültür. Pehlivanlı dediğin zaman voleybol geliyor. Ben küçüktüm eskiden oynayanların birinci olduklarını duydum. Şimdi Tortum ya da Uzundere'de turnuva olursa iki veya üç takım katılıyoruz. 3 takım katılırsak ilk 3, 2 takım katılırsak ilk 2, 1 takım katılırsak kesinlikle şampiyonuz. Yani Pehlivanlı deyince voleybol, voleybol deyince Pehlivanlı akla geliyor" diye konuştu.
Mahalledeki her yaştan insanın bu aktiviteye katıldığını dile getiren Büyüközmen, "Eskiden beri gelenek olduğu için yaşlılar da oynayabiliyor. Geriden gelen gençler bunları görünce hatta benim 14 yaşında oğlum var akşamları izliyorum, bayağı olmuş diyorum. Geriden gelenler de oynayınca genci yaşlısı sporcu gibi oluyor." ifadelerini kullandı.
"BURAYA GELECEĞİM ZAMAN İKİ GÜN UYUYAMIYORUM"
Tekirdağ'dan memleketine tatile gelenlerden 43 yaşındaki Mehmet Kop da yazdan yaz tatillerinde ailesinin yanına geldiğini anlattı.
Voleyboldan büyük zevk aldıklarını söyleyen kop, şöyle konuştu:
"Kahve ve oyun kültüründen uzak burada eğleniyoruz. Arkadaşlarla yendiğimiz ya da yenildiğimiz zaman birbirimizi kızdırıyoruz. Gayet güzel bir geçiş oluyor. Ben bu aktiviteden çok memnunum. Hem spor yapıyoruz hem de eğlenceli günlerimiz oluyor. Kalabalığı görüyorsunuz yaz oldu mu herkes gelip burada voleybolunu oynuyor. Maçı izliyor güzel bir muhabbet oluyor. Buraya geleceğim zaman iki gün uyuyamıyorum. Yani iki gün önceden buraya gelecek olmanın heyecanı başlıyor. Trafik çekiyoruz ama buraya gelince o mutluluk bize yetiyor. Yeri geliyor gençlerle, yeri geliyor yaşlılar oluyor. Hep birlikte güzelce oynuyoruz. Arada birbirimizi kızdırıyoruz. Bunlar bayağı zevkli oluyor. Amcamız çıktı az özce aslanlar gibi voleybolu oynadı. Yani küçüğünden büyüğüne hepsi bu spora gönüllü aşık. Bende bundan mutluluk duyuyorum."
"SİYASETÇİLER GELDİKLERİNDE 'SERVİSİMİ KARŞILARSAN OYUM SENİN' DİYORUM"
Mahalle sakinlerinden 77 yaşındaki Mehmet Yalçın da 50 senedir voleybol oynadığını belirtti.
Kendisini yenmek için insanların sıraya girdiğini ancak başaramadığını savunan Yalçın, şunları kaydetti:
"Siyasetçiler geldiklerinde 'servisimi karşılarsan oyum senin, alamazsan senin değil' diyorum. Servisi atınca topu ya çaya atıyorlar ya da dışarı. 'Saçımın beyaz haliyle topumu alamıyorsan daha sahaya niye iniyorsun diyorum.' Gençler de sırada bekliyor eve gidince hemen telefon ediyorlar. Gel bilardo ya da voleybol oynayalım diyorlar. Beni yendiklerinde bayram ediyorlar. Çocuklarımın hepsi oynamama karşı ama mümkün değil kimsenin hatırını kıramıyorum. Buraya geldim mi yorgun olup ayakta duramasam bile illa beni sahaya çıkarıyorlar. Buraya gelmemden ailem pek razı değil sevmiyorlar. 'Ne olacak kim sana ne veriyor' diyorlar. Ailemle devamlı dava görüyorum. Yorgun gidince üzerimi değiştiriyorum ailem de bu konudan şikayetçi."