Karen Khachanov'tan Amerika Açık'a övgü: Diğer Grand Slam'lerden daha farklı

İki yılı aşkın bir sürenin ardından ATP sıralamasında yeniden ilk 10’a giren Karen Khachanov, Amerika Açık öncesinde yükselen bir form grafiği çiziyor.

New York’ta daha önce yarı finale kadar yükselmiş olan Khachanov, sezonun son Grand Slam’inde mücadele etmenin kendisi için ne kadar özel olduğunu paylaştı.

29 yaşındaki tenisçi, ATP Tour’un ‘My US Open’ serisinde turnuva hakkındaki düşüncelerini ve yıllar içinde New York’un ünlü turistik noktalarından hangilerini gezme fırsatı bulduğunu anlattı.

US Open’ı çocukken ilk hatırladığınız an nedir?

“Sanırım ilk oynadığım zamandı. 2015’te elemelerdi. Oraya vardığımda, New York’ta bulunmaktan ve junior turnuvalarında oynarken yaşadıklarıma ek olarak kortta olmak çok heyecan vericiydi. ‘Vay be, New York!’ dedim. Bir Grand Slam’de ilk kez oynamak gerçekten heyecan vericiydi.”

Burası ilginç bir mekan ve dev bir stadyum var, Amerika Açık'ın atmosferi hakkında neler hatırlıyorsunuz?

“US Open’daki atmosferlerden biri gerçekten çılgıncaydı, özellikle Arthur Ashe Stadyumu’nda. Orada birçok iyi maç ve güzel anı yaşadım. Pek çok ünlü de gelmişti; şarkıcılar, oyuncular, kim varsa… Her zaman birileri izliyordu. Bu yüzden New York’ta, prime time’da veya sonrasında sahaya çıkmak diğer turnuvalardan ya da Grand Slam’lerden biraz farklı bir his veriyor.”

Amerika Açık'taki en favori maçınız hangisiydi?

“2018’de Rafael Nadal ile oynadığım maçtı. Dört sette kaybettim, dört buçuk saat sürdü ama tam anlamıyla bir mücadeleydi. Bu maç, mücadele şeklimiz ve rallilerin kalitesi nedeniyle hala aklımda. Maçın seviyesi gerçekten yüksekti. Fiziksel olarak dört buçuk saat boyunca korttaydık. Maçı kaybetmiş olmam üzücü ama yine de bunu iyi performanslarımdan biri olarak görüyorum.”

New York'u ne kadar seviyorsunuz?

“Gerçekten çok seviyorum. Her yıl New York’a geldiğinizde, ilk gün ve ilk hafta Big Apple’da olmaktan heyecan duyuyorsunuz. Ama birkaç hafta sonra gürültü ve kalabalıktan biraz yorulmaya başlıyorsunuz. Manhattan biraz fazla yoğun, kalabalık olabiliyor, bu yüzden Manhattan’da da biraz yoruluyorsunuz.”

Turistik yerlere gittiniz mi hiç?

“Met Müzesi’ni ziyaret ettim. Özgürlük Heykeli’ne gitmedim. Empire State Binası’ndaydım. Ziyaret ettiğim yerler sadece bunlar.”

Mats Wilander, Alcaraz ile Sinner arasındaki rekabetin Nadal ile Federer arasındaki gibi olmayacağını düşünüyorTenis