Galatasaray Genel Menajeri Ömer Yalçınkaya: Hedefimiz kupayı kazanmak!

AA
Galatasaray Basketbol NBA
Galatasaray Genel Menajeri Ömer Yalçınkaya: Hedefimiz kupayı kazanmak!

Galatasaray Genel Menajeri Ömer Yalçınkaya, sarı-kırmızılıların Basketbol Şampiyonlar Ligi'ndeki başarısı hakkında konuştu. Yalçınkaya, "Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki 5'inci sezonumuzda Galatasaray'ın Dörtlü Final'de olması bizim için çok kıymetli ama bu başarı ile yetinmek istemiyoruz. Hedefimiz kupayı Galatasaray camiasına ve Türk basketbolseverlere armağan etmektir" dedi.

Galatasaray Erkek Basketbol Takımı Genel Menajeri Ömer Yalçınkaya, Basketbol Şampiyonlar Ligi (BCL) Dörtlü Final'de hedeflerinin kupayı Türkiye'ye kazandırmak olduğunu söyledi.

Yalçınkaya, yaptığı açıklamada, Galatasaray Basketbol Takımı'nın Avrupa kupalarında her zaman galibiyet ve şampiyonluk hedeflediğini belirterek, "Basketbol Şampiyonlar Ligi'ndeki 5'inci sezonumuzda Galatasaray'ın Dörtlü Final'de olması bizim için çok kıymetli ama bu başarı ile yetinmek istemiyoruz. Hedefimiz kupayı Galatasaray camiasına ve Türk basketbol severlere armağan etmektir." dedi.

Organizasyonun yarı finalinde karşılaşacakları İspanya temsilcisi Tenerife'yi değerlendiren Yalçınkaya, "Tenerife, tabii ki çok güçlü ve tecrübeli bir takım. İspanya Ligi'nde de şu anda ikinci sırada. Özellikle Basketbol Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı 14 maçı kazandı ve kadrosunda Marcelinho Huertas, Giorgi Shermadini, David Kramer gibi çok güçlü isimler var. Onlarla tarafsız bir sahada tek maç oynamayı, Tenerife deplasmanında oynamaktan çok daha avantajlı bir durum olarak görüyorum. BCL'de oynadıkları 14 maçta da kaybetmeyen Tenerife'ye karşı oynamak tabii ki kolay olmayacak ama özellikle Avrupa'da Galatasaray formasının hakkını veren bir oyuncu topluluğu karşılarında olacak, taraftarımızın desteği ile finale çıkacağımıza çok inanıyorum." diye konuştu.

Tenerife ile oynayacakları maça iyi bir şekilde hazırlandıklarını ve sakat oyuncuların tedavisinin sürdüğünü kaydeden Yalçınkaya, "9 Mayıs'ta oynayacağımız Tenerife maçına tam kadro olmayı ümit ediyoruz, sadece Otis Livington sakatlığından dolayı sezonu kapattığı için bizimle maalesef olmayacak." ifadelerini kullandı.

"TOP 16 MAÇLARINDAKİ GELİRLER BİZE HER ZAMAN DESTEK OLDU"

Galatasaray olarak beş yıl önce Avrupa Ligi'nden (EuroLeague) Basketbol Şampiyonlar Ligi'ne geçtiklerini hatırlatan Yalçınkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu, yönetim kurulunun kararıyla gerçekleşti. Ancak geçiş sebebimiz oradaki finansal cazibeydi. Bu kupaya geçtikten sonra grup maçları, sonrasında top 16 maçlarındaki gelirler bize her zaman destek oldu. Bu maddi destek süreklilik gösterdi. Şimdi Dörtlü Final'e kadar geldiğimiz için, bu durumdan maddi anlamda çok daha fazla fayda sağlayacağız. Bu yönüyle, Basketbol Şampiyonlar Ligi'nin farkı çok net ve pozitif bir şekilde ortada diyebilirim. Eğer yarı finali geçersek, finale kalan her iki takım da 400 bin avro kazanacak. Yani bizim Tenerife maçımızın bedeli, kazandığımız takdirde 400 bin avro olacak. Finali kazandığımızda ise yaklaşık olarak 600 bin avro daha eklenecek ve toplamda 1 milyon avroyu bulacak. Bu rakam, EuroLeague'de final oynayan takımın aldığı ödüle yakın. Yanılmıyorsam EuroLeague'de şampiyonluk kazanan takımın ödülü 1 milyon 750 bin avro. Bu ücret de henüz 9'uncu sezonunu tamamlayan BCL için ciddi bir rekabet unsuru ve kulüpler açısından oldukça cazip bir motivasyon kaynağı haline geliyor. Bu finansal açıdan, bizim gibi uzun yıllardır basketbola hizmet eden spor kulüpleri için çok ciddi bir destek anlamına geliyor. Eğer bu şampiyonluk ödülünü kazanırsak, oyuncu bazındaki maaşlara göre bakıldığında, bütçemizin yaklaşık yüzde 25-30'unu karşılayacak bir duruma geliyor. Bu bizim için çok kıymetli. Ancak şu anda bizim için en önemli şey maneviyat. Eğer Türk basketboluna ve Galatasaray müzemize bir kupa daha kazandırabilirsek, bu hem camiamıza hem de kendimize karşı çok büyük bir ödül olacak."

Bu sezon sonu itibarıyla BCL ile yaptıkları 5 sezonluk sözleşmenin sona ereceğine dikkati çeken Yalçınkaya, "Bu konuda kişisel bir görüşüm olsa da şu anda henüz net bir kararımız bulunmuyor. Sayın başkanımız, yönetim kurulumuz, basketbol şube sorumlumuz bu konuyu ilerleyen günlerde değerlendirecek. Bu yüzden şu an için net bir cevap vermem doğru olmaz. Ancak biz şu anda BCL’de Dörtlü Final’e kalmayı başardık ve tamamen buna odaklandık. Amacımız bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirip kupayı kazanmak. Kupayı aldıktan sonra en iyi kararı alıp önümüzdeki sezon hangi kupada ülkemizi temsil edeceğimize karar vereceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

NBA AVRUPA PROJESİ

Ömer Yalçınkaya, NBA Avrupa projesiyle ilgili şu görüşleri paylaştı:

"Mart ayının sonunda BCL’in Dörtlü Final ve çeyrek final kura çekimi için İsviçre’deydim. O sırada FIBA Genel Sekreteri Andreas Zagklis, New York'taki NBA Komiseri Adam Silver ile yaptığı toplantıdan yeni dönmüştü. Zagklis, bizlere bu projenin artık somutlaşmaya başladığını ve strateji belirlemek için araştırmalar yapılacağını söyledi. Ancak minimum iki sezonluk bir çalışma süreci öngörülüyor. NBA Avrupa'nın ciddi bir şekilde ilerleyeceğini belirtti. Açıkçası bu bizim için çok cazip bir proje. Henüz teklif almadık, yanlış anlaşılmasın. Ama bu oluşum Avrupa basketbolu ve tabii bizim için de heyecan verici. Eğer NBA Avrupa projesi sağlam adımlarla ilerlerse, biz orada olmaktan mutluluk duyarız. Şu aşamada, tabii ki BCL ile ilgili olduğu gibi, NBA Avrupa projesi için önümüzdeki sezonlarla alakalı iletişimimiz devam ediyor."

"NBA Avrupa'nın bir cazibesi var." diyen Yalçınkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yeni oluşumlar her zaman cazip gelir ve tabii başlangıçta organizasyon anlamında bazı aksaklıklar olabilir. Ancak zamanla, oturdukça daha da ileriye gidecektir. Anladığım kadarıyla NBA Avrupa Ligi toplamda 16 takım gibi düşünüyor ve 12 büyük şehirdeki basketbol takımlarını da kapsayacak. Örneğin İngiltere’den Manchester, Fransa’dan Paris, belki de Madrid’den Real Madrid gibi kulüplerin yer alacağı elit bir lig olacak. Bu lig, BCL’in üstünde bir düzeyde olacak. Yani EuroCup, EuroLeague, BCL ve NBA Avrupa gibi karşılaştırmalar yapabiliriz. Bu konuda heyecanlıyım ve eğer proje ilerlerse, tahmin ediyorum biz de orada olacağız."

Spordaki taraftarlık duygusunun salonlara yeteri kadar yansımadığını vurgulayan Yalçınkaya, "Bu sezon Fenerbahçe ile oynadığımız maçta yaklaşık 7-8 bin seyirciye ulaştık. Ancak bizim için çok daha kritik olan, Nymburk ile oynadığımız ikinci maçta salondaki seyirci sayısı 2 bin 500 civarındaydı. Galatasaray olarak zaman zaman bazı aksaklıklar yaşasak da, BCL özelinde, bu sezon önemli bir fırsat yakaladık. Eğer bu fırsatı değerlendirip kupayı kazanarak dönersek, basketbola gönül veren ve bu alana yatırım yapmak isteyen sponsorların desteğiyle basketbolumuzu daha da büyütmeyi hedefliyoruz. Galatasaray, büyük bir marka. Biz de bu markaya yakışanın hem Avrupa’da hem de Türkiye’de en üst seviyelere oynamak olduğunu biliyoruz." diye konuştu.

"OYUNCULARIN SAKATLIĞI BİZİ CİDDİ ŞEKİLDE YIPRATTI"

Avrupa'daki başarılara rağmen Türkiye Ligi'nde istedikleri yerde olamadıklarını belirten Yalçınkaya, "İlk yarının son iki maçını da hesaba katarsak toplamda 13 maçta 4 galibiyet almışız. Bu bize yakışan bir durum değil. Türkiye Ligi'nin ilk yarısında yendiğimiz birçok takım, ikinci devrede bizi mağlup etti ve şu an bulunduğumuz sıralama altıncılık, hatta belki yedincilik riskini bile barındırıyor. Dolayısıyla, dört maç kalmışken bu noktada olmamamız gerekiyordu. Normal sezonun kalan maçlarını kazanarak play-off’a iyi bir sıradan girmek istiyoruz. Sezon başında hedefimiz hem BCL’de Dörtlü Final oynamak hem de Türkiye Ligi’nde ilk dörtte yer almaktı. Ancak şimdi gerçekçi olmak gerekirse, ilk dört hedefinden uzaklaştık. Maalesef çok önemli ana pozisyonlarda oynayan oyuncuların sakatlığı bizi ciddi şekilde yıprattı. Bu bir mazeret değil ancak özellikle lig maçlarında bu durumun etkisini fazlasıyla hissettik." diye konuştu.

Basketbolda bütçenin önemine değinen Yalçınkaya, "Malaga’ya bakıyorsunuz yarı finalde oynayacaklar ve 14 oyuncusunun tamamı oynayabilecek, süre alabilecek kapasitede. Bizim takımımız sakatlıklar ile birlikte bazı maçları rotasyon yapamadan oynadı. Sakatlık da bu işin parçası olsa da biz maalesef bazı maçlarda 7-8 oyuncu ile oynamak zorunda kaldık." ifadelerini kullandı.

Türk oyuncuların aldığı süreler konusunda görüşlerini aktaran Yalçınkaya, "Bu sezon uygulanan 4+3 yabancı kuralı çerçevesinde bir maçta beş oyuncu için toplam 200 dakika olduğunda, 40 dakika boyunca bir Türk oyuncunun sahada kalması gerekiyor. Ben bu kuralın ligdeki takımlara ve özelinde milli takımımıza çok fayda getirdiğine katılmıyorum. Çünkü her oyuncunun sahada farklı rolleri, özellikleri var. Bunun yabancı ya da Türk olması açıkçası bizi pek ilgilendirmiyor. Bir maçta hak eden oyuncu zaten sahada yerini alıyor. Türk ya da yabancı olması bunu değiştirmiyor. Takımımıza baktığınızda Türk oyuncularımız, toplam maç süresi 200 dakika içinde neredeyse 80-90 dakikayı alıyor. Bizde 7 yabancı olmasına rağmen milli takım oyuncularımız Göksenin, Buğrahan, Sadık, Samet çok ciddi süreler alıyor, zaman zaman Yaman Alişan da süre alarak görevini başarıyla yapıyor." değerlendirmesinde bulundu.

Sahadaki limit işinden hoşlanmadıklarını anlatan Yalçınkaya, "Gerektiğinde beş yabancı da olabilir, gerektiğinde sahada beş Türk de. Bu tür kısıtlamalar kafaları karıştırıyor ve açıkçası bizim basketbolumuza da yansıyor. Bu durumdan çok memnun değiliz. Ama şunu net söyleyebilirim ki, Türk oyuncularımız burada yeterli süreyi alıyor." diyerek sözlerini tamamladı.

Kontraspor'un Özel içeriklerini Instagram'dan takip etmeyi unutmayın