0-0'ın ardından Mourinho'ya yaylım ateşi: Bu iki futbolcuyu nasıl yan yana oynatırsın
UEFA Şampiyonlar Ligi Play-Off turu ilk maçında Benfica ile 0-0 berabere kalan Fenerbahçe'de Jose Mourinho'nun 10 kişi kalan rakiplerine karşı herhangi bir aksiyon alamaması eleştiri konusu oldu. İşte 90 dakikanın ardından yazar yorumları ve Kadıköy izlenimleri...

Fenerbahçe camiasına yakınlığıyla bilinen Engin Verel ve Gürcan Bilgiç Benfica maçını yorumladı. İşte duayen yazarların zorlu geçen 90 dakika analizleri...

ENGİN VEREL (AKSAM)
Kadıköy'de maç öncesi büyülü bir atmosfer var. Yıllar sonra Şükrü Saracoğlu kompleksinin hoparlörlerinden yükselen Şampiyonlar Ligi müziği hepimizi hayal alemlerine götürüyor. Artık takımlarımızın bu düzeyde başarılı olması şart.

Kendi içimizdeki kısır çekişmeleri bırakıp, Avrupa ve dolayısıyla dünya futboluna odaklanmalıyız. Çünkü futbol endüstrisi bambaşka bir yere gidiyor ve biz bu sahnede henüz hak ettiğimiz yerde değiliz. Her açıdan zor bir maç. Stresi de sertliği de yüksek.

Mourinho'nun kadro seçimini eleştiremem. Elinde çok fazla alternatif de yok. Benfica, bu düzeyde maçlar konusunda deneyimli.

Fenerbahçe'nin baskılı başlayacağını ve ön alanda kendilerini hataya zorlayacağını bildiklerinden, buna karşı sert bir aksiyon aldılar.

İkili mücadelelerin çoğunda futbolun dışına çıktılar. Nedense Alman hakem Daniel Siebert de uzun süre olup bitenlere seyirci kaldı, gereğinden fazla hoşgörülüydü. Ne zaman ki Fenerbahçe de Benfica'ya aynı setlikle karşılık vermeye başladı, hakem kartlarına başvurdu.

Haliyle sık sık duran ve soğuyan oyun Portekiz ekibinin işine geliyordu. Buna rağmen hakemin ilk yarıya sadece 1 dakika ilave etmesi çok da kabul edilebilir bir durum değildi. Takımlar soyunma odasına giderken Benfica istatistiklerde bize karşı üstün gözüküyordu. Sadece onlar 2, biz 3 isabetli şut atmıştık.

İlk yarıdaki tablo ikinci yarı için pek istikbal vadetmiyordu. Mourinho'nun bir şeyler yapması gerekiyordu. Biz de merakla ikinci yarıyı beklemeye koyuldu. Ama o hiçbir değişiklik yapmadan sahaya çıktı. Bence Nesyri-Duran ikilisi böyle bir maç için lükstü.

Nitekim dün Duran çok katkı veremedi. Forvet sayısının çok olması, daha çok pozisyon üretmek ve daha çok gol atmak anlamına gelmiyor. Orta saha çetin mücadelede üstünlük sağlayacak bir güç istiyor. Ben bunları yazarken Mourinho 66. dakikada Talisca'yı Duran'ın yerine oyuna aldı.

Talisca da 3 dakika sonra Luis'in atılmasını sağladı. Rakip artık 10 kişiydi ve en azından 1 gol bulup, rövanşa avantajlı gitmeliydik. Bunun için de herkes yüreğini koydu ama olmadı. Ben ikinci maçtan umutluyum. Çünkü bu kez onlar saldırmak zorunda. Yeter ki sahaya Skriniar yüreğiyle çıkan 11 adamımız olsun.

GÜRCAN BİLGİÇ (SABAH)
Maç öncesi basın toplantılarında teknik direktörleri dinleyenler ve anlayanlar için sürprizler barındıran maç olmadı. İki Portekizli de rakibin ne kadar tehlikeli olduğundan bahsediyordu. İkili seriyi düşündüğünüzde "aman bir tatsızlık çıkmasın" hükmünün, maçın stratejisi olacağını anlamamak imkansızdı. Kadıköy yine maçı oynadı.

Feyenoord karşılaşması sonrası Başkan Ali Koç, "Fabrika ayarlarımıza geri döndük" demişti tribünleri tarif ederken. İnanan ve isteyen "taraftarlar" yerlerinde ve üstlerine düşenleri sonuna kadar yapmakta kararlıydı. Buna yanıt vermesi gereken sahadakilerdi elbette.

Benfica'nın tek sürprizi Kerem Aktürkoğlu oldu. Transfer masasındaki oyuncuyu sahaya sürdüler. Beraberliğin iyi sonuç olduğu bir maçta rakip tribünleri de "iki arada, bir derede" bıraktılar. Az kurnazlık değil bu. 71'de Benfica 10 kişi kaldı.

Öncesinde Talisca hamlesini yapmıştı Mourinho, sonrasında Oğuz Aydın ile bir hamle daha yaptı ve Fred'i de rakip ceza alanı çevresine gönderdi. Rakibi ittiler, Talisca ile etkili olmaya, pozisyonlar bulmaya başladılar. Yarım metre ile En-Nesyri'nin golü ofsayta takıldı.

Sürece bakarsak, başından sonuna kadar Benfica'nın istediği gibi bir süreç oynandı. Mourinho kendi klasiğini bozmadı, hedefi kazanmak yerine "kaybetmemek" olarak belirlemişti; o da istediğini aldı. Lizbon'da Luz Stadı'ndaki atmosferde yine aynı direnç ile oynayacaklar. Sonuç; rövanşa gidecekleri futbol değil, müthiş bir mücadele bekliyor
