Türkiye'ye Olimpiyat kapılarını açan kadınlar: Halet Çambel ve Suat Fetgeri Aşeni

Olimpiyatlar Spor Haberleri
Türkiye'ye Olimpiyat kapılarını açan kadınlar: Halet Çambel ve Suat Fetgeri Aşeni

Kadınlar, tarih boyunca hayatın her alanında olduğu gibi, sporda da varlık ve temsiliyetin yolunun açılmasında ilham kaynağı oldular. Ülkemizde de Halet Çambel ve Suat Fetgeri Aşeni, kadınlara olimpiyat kapılarının aralanmasında bayrak taşıyıcı oldular ve isimlerini Türk spor tarihine yazdırdılar.

Bugün 8 Mart, Dünya Kadınlar Günü.

Kadınlar, ülkemizde sosyal hayatın her yerine damga vururken Türk sporunu da derinden etkilediler. Bu öyle bir etkileme oldu ki, genç nesiller spor kavramının bilinciyle hayaller kurmanın ötesinde bu hayalleri gerçeğe çevirdiler. İşte, tam bu hayal kurma sürecinin en başında iki kadın her şeyi değiştirdi, erkeklerin egemen olduğu spor tarihini yeniden yazdılar.

Halet Çembel ve Suat Fetgeri Aşeni...

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, ülkemizin ilk kadın Olimpiyat sporcularının yaşamlarına biraz daha yakından bakalım, onları şükran ve özlemle analım.

HALET ÇAMBEL

1916 yılında Berlin’de dünyaya geldi. Babası Almanya'da askeri ateşelik görevi yapan ve Mustafa Kemal Atatürk'ün yakın arkadaşlarından Hasan Cemil Bey, annesi ise dönemin Berlin Büyükelçisi İbrahim Hakkı Paşa'nın kızı Remziye Hanım'dı.

Cumhuriyetin kurulmasının ardından ailesiyle birlikte Türkiye'ye geliyor Halet Çambel. Arnavutköy Kız Lisesi'ne yazılıyor.

Kendi anlatımına göre zayıf bir çocuk olarak dünyaya gelen Halet Çambel, kendini sağlıksız olarak nitelendirerek spora başlıyor. Okul çağlarından itibaren, yüzme, binicilik, bisiklet, kürek gibi çeşitli birçok sporla uğraşıyor.

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nde antrenörlük yapan Robert Kolej Spor Eğitimi Öğretmeni Rus Alexander Nadolski’den eskrim dersleri alıyor. Bu derslerin akabinde Halet Çambel, yurt içindeki çeşitli yarışmalara giriyor ve Cumhuriyet'in onuncu yılında Ankara’da yapılan gösterilere de eskrimci olarak katılım gösteriyor.

SUAT FETGERİ AŞENİ

1916 yılında dünyaya gelen Suat Fetgeri Aşeni’nın babası, Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün ve Türkiye’nin ilk spor organizasyonlarından olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nın kurucularından Ahmet Fetgeri Aşeni idi. Aynı zamanda iyi bir güreşçi ve cimnastikçiydi.

Babasının verdiği destek ve cesaretle çok küçük yaşta spora başlyor Suat Fetgeri Aşeni.

Cimnastikle başladığı spor yaşamını eskrimle sürdürüyor. İlk kadın eskrimci olduğundan dolayı erkeklerle müsabakalara çıkıyor. Kısa bir zaman sonra en iyi arkadaşı olan Halet Çambel rakibi oluyor. İkisi birlikte Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nde antrenörlük yapan, Robert Kolej Spor Eğitimi Öğretmeni Rus Alexander Nadolski’den eskrim eğitimi alıyorlar.

1935 yılında, ilk uluslararası yarışma fırsatını değerlendiriyorlar ve ikisi de Sovyetler Birliği’ne karşı sembolik eskrim yarışmasına katılıyorlar. Çok iyi bir derece alıyorlar ve ertesi sene eskrim milli takımına seçilerek Berlin 1936 Yaz Olimpiyat Oyunları’na katılıyorlar.

Türkiye'ye Olimpiyat kapılarını açan kadınlar: Halet Çambel ve Suat Fetgeri Aşeni - Resim : 1

Berlin 1936

1935 yılında Arnavutköy Kız Lisesi'nden mezun olmasının ardından arkeoloji eğitimi görmek için Paris'e gidiyor Halet Çambel; ama burada da spordan hiç kopmuyor. Paris'te binicilik ve eskrim dersleri alıyor. Takvimler 1936 yılını gösterdiğinde daha önce hiç olmamış bir şey oluyor. Berlin 1936 Olimpiyat Oyunları'na, Suat Fetgeri Aşeni ile birlikte davet ediliyor.

Olimpiyat Oyunları için çalışmalarına son sürat devam eden Halet Çambel, Budapeşte’de bir ay süreyle kamp yaparak Oyunlara katılım gösteriyor.

Halet Çambel, Oyunlara hazırlık sürecini şöyle anlatıyor: “Bizi bir kampa aldılar ancak antrenörümüz Nadolski’nin bizimle gelmesine izin verilmedi. Budapeşte’de bizim için görevlendirdikleri Macar antrenör ise tekniğinin çok sert olmasından dolayı, bize kendi tekniğimizi de kaybettirdi. Sonucundaysa, ne kendi tekniğimizi koruyabilmiş, ne de yenisini edinebilmiştik.”

Olimpiyatlara, Suat Fetgeri Aşeni ile birlikte katılım gösteren ilk kadın olan Çambel, olimpiyatlarda derece alamasa da kendisinden sonraki binlerce, on binlerce, yüz binlerce ve hatta milyonlarca kız çocuğunun Olimpiyat hayali kurmasına, spora inanmasına giden yolu açıyor.

"Şövalyelerden etkilendim"

Olimpiyat Oyunları'ndan 76 yıl sonra, takvimler 2012 yılını gösterdiğinde bir söyleyişe katılan Halet Çambel, burada eskrime nasıl başladığı sorulduğunda şöyle yanıtlıyor: “Okuduğum Alman kitapları, şövalyeler hakkında hikayeler içerirdi. Onlardan çok etkilenirdim. Bu hikayeler, eskrimi seçmemi sağlayan sebeplerdi.”

Spor yaşamının ardından arkeoloji alanında ilerleyen ve ülkemizin önde gelen arkeologlarından biri olan Halet Çambel, 1940’lı yıllarda Alman arkeolog Helmuth Bossert ile birlikte Karatepe’deki Hitit yerleşiminde arkeoloji çalışmaları yürüttü ve Hitit hiyerogliflerinin çözülmesini sağladı.

İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Profesörü olan Halet Çambel, Üniversitenin Tarih Öncesi Arkeoloji Bilim Dalı Başkanlığı'nı 1985 yılına kadar devam ettirdi. Daha sonra emekli olan Halet Çambel, Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına arkeolojik kazılarda bulundu.

12 Ocak 2014 tarihinde, 97 yaşında hayata gözlerini yuman Halet Çambel, böylesine başarılı bir yaşamın sırrını vefatından iki yıl önce verecekti: “Çalışmak, çalışmak, çalışmak."

"Büyük bir gururdu"

Suat Fetgeri Aşeni, Türkiye’nin Olimpiyatlara katılan ilk iki kadın sporcusundan biri olmasının kendisi için anlamını şu şekilde ifade ediyor: “Olimpiyat Oyunları’nın büyük coşkusunu yaşayan iki kadın sporcudan biri olmak benim için büyük bir ayrıcalık ve gurur kaynağıydı.”

Suat Fetgeri Aşeni için Berlin 1936’nın ayrı bir önemi de vardı: “Babam da Oyunlar kafilesinde görevli olarak yer alıyordu. Baba-kız Olimpiyatlarda, dünyanın en büyüleyici organizasyonunda olmamız, unutulmaz bir deneyimdi”

Olimpiyatlarda alınan madalyalar kadar katılmanın da ne kadar önemli olduğunu Suat Fetgeri Aşeni’nin şu sözlerinden bir kez daha anlıyoruz: “İlk rakibim Çekyalıyı 5-0, ikinci rakibim ABD’liyi 5-3 yenerek ikinci tura yükseldim. Burada İsviçreli rakibime 5-4 kaybederek elensem de, böylesine bir organizasyonda ülkemi temsil etmek ve iki maç kazanmak beni çok mutlu etti ve büyük gurur duydum.”

Suat Fetgeri Aşeni, 22 Nisan 1970 yılında, 53 yaşındayken hayata veda ediyor.